20 Bölüm
14:55:33
1. Bölüm
Aksaray caddesindeki sel ızgaraları hakkında eski bir rivayet, adeta birkaç senede bir büyük fırtına ve yağmurlarla birlikte yenilenir bir efsane vardır.
56:31
2. Bölüm
Tramvayda kadınlarla kavga ettiğinden bir ay kadar sonraydı, bir gece Erenköyü’nde köşkte Zarafet Abla gözlerini açtı.
11:22
3. Bölüm
Meftun Beyefendi Paris’ten geldi geleli bir buçuk seneden beri İstanbul’daki yaşayış tarzını külliyen alafrangalığa dökmek istiyor.
16:07
4. Bölüm
Derse geçmeden önce, hocadan başlayarak kadın erkek bütün öğrencileri birer birer tanımak gerekirse evvela Meftun Bey:
01:00:01
5. Bölüm
Meftun Bey bir gün büyükannesi Şekûre Hanım’dan başlayarak bütün aile halkını, kendi yanlarında misafir bulunan teyzesi Vesile Hanım’ı, kızlarını, Zarafet’e, Eleni’ye varıncaya kadar cümlesini bir odaya toplayarak “Amelî âdâb-ı muaşeret” sanatının mühim bir konusunda ders vermeye başladı.
54:51
6. Bölüm
Ders esnasında büyükannesinin horultularına, Rebia ve Hasene’nin arsızlıklarına, diğerlerinin dikkatsizlerine rağmen Meftun bu “uygulamalı görgü” konusunu aile halkına anlatmaktan çekinmedi.
48:42
7. Bölüm
Meftun, kız kardeşiyle Mahir Bey arasında başlayan âşıktaşlığı meşru bir sonuca yani evlenme yoluna koyabilmek için her şeyden önce karşılıklı gönderilen aşk mektuplarını elde etmeyi doğru hareket kabul etti.
40:42
8. Bölüm
Meftun Bey, Eleni marifetiyle eline geçirdiği kız kardeşi Lebibe’nin sevda günlüğünü daima okuyup incelemekle bu alev almış aşkın dumanının doğru çıktığını görerek fazlasıyla memnun oluyor, şimdiki gidişe bakılırsa yakında bir “milyoner” gelini olacağı için bu başarısından dolayı Lebibe’yi yürekten alkışlıyor, tebrik edip duruyordu.
26:00
9. Bölüm
Yaşamak, en sade tarifiyle gönülde yatan istekleri yenilemekten başka bir şey değildir. Sadece yerin ve zamanın, yaşın ve yılın değişmesiyle isteklerin türü değişir.
47:06
10. Bölüm
O aralık hendeğin yanı başında bir karaltı belirdi. Meftun’un hiddetine birdenbire bir de korku eklendi.
36:43
11. Bölüm
Meftun bu işi güzel bir şekilde halletme konusunu kardeşine karşı üzerine aldı. Fakat bu mühim meseleyi iyi bir sona vardırmak için kendinin de belirli, güvenilir bir planı yoktu.
33:01
12. Bölüm
İki kız odaya, ağabeylerinin yanına girince adeta birer zanlı tavrıyla duvar kenarındaki sandalyelere yan yana oturdular.
01:03:27
13. Bölüm
Mösyö Makferlan... Tuhaf isim... Fakat bunun bir vaftiz ismi olmadığı şeklinden anlaşılıyor. Adın sahibi, makferlan denilen urbayı sırtından hiç çıkarmadığı, kış ve yaz hemen her zaman bununla boy gösterdiği için bu isim kendisine has bir ad olmuştu.
50:48
14. Bölüm
Bu piyango havadisi üç gün sonra evvela basınla, sonra ağızdan ağıza bütün İstanbul’a yayıldı.
43:14
15. Bölüm
Kasım Efendi beş yüz lira ağırlığı kavanoza indirmek için düğünü kendi evinde yaptı.
29:40
16. Bölüm
Serin, hazin bir sonbahar gecesi...
48:51
17. Bölüm
Beyoğlu’nda, Mösyö Makferlan’ın evinde “Doğu Akademisi” namıyla üyeleri kadın ve erkekten oluşan bir “arifler meclisi” kurulmuştu.
34:09
18. Bölüm
Pehlevizadelerin evi az vakitte epeyce vukuata sahne oldu. Zarafet’le Rebia’nın çocuk düşürmeleri, Şekûre Hanım’ın, zavallı ihtiyarın üzüntüden ölümü, nutuklar, gürültüler...
58:44
19. Bölüm
Meftun o akşam köşke cebinde bir trete dö la dans ile döndü.
51:11
20. Bölüm
Balo sabahı Meftun Bey’in köşkünde bir kızılca kıyamettir koptu.
01:24:13