16 Bölüm

05:04:46
Tüm Bölümler
Tüm Bölümler
Çalınmayanlar
Devam Edenler
Yeniden Eskiye
Yeniden Eskiye
Eskiden Yeniye
Alfabetik

1. Bölüm - Giriş

Galsan (Tschinag) Çınak, 26 Aralık 1943’te Batı Moğolistan Altay Dağları’nda dünyaya gelmiştir. Altay Tuvaları olarak da bilinen Tuva topluluğunun Aday İrgid kolunun mensubu ve Aday İrgidlerin reisinin en küçük oğludur. Ünlü bir Şaman olan halası Pürvü onu çok küçük yaşlarda Şamanlıkla tanıştırmıştır. İlk şiirlerini henüz yatılı okulda bir öğrenciyken yazmaya başlayan Galsan Çınak, 1962 yılında Eski Doğu Almanya’da Alman dili ve edebiyatı öğrenimi görmek üzere burslu olarak Leipzig’e gitmiştir.
20:15

2. Bölüm - Rüya

Bu hikâye bir rüyada başlamış olabilir. Gelecekte olacaklar için bir hazırlık mıydı, belki de bir uyarı? Kötü bir rüyaydı ne de olsa– hatta bir kâbustu. Kötü rüyalarınızı sakın kimseye anlatmayın, derdi insanlar. Yerdeki bir çukura anlatın ve üç kez tükürün. İyi rüyalar hakkında da benzer şeyler söylerlerdi. Kimseyle paylaşmayın onları. Kendinize saklayın. Öyleyse merak ediyordum; şimdiye kadar bize anlatılan rüyalar ne iyi ne de kötü olanları mıydı sadece?
11:39

3. Bölüm - Büyükanne 1

Büyükanne ipekten bir insandı. Babam böyle söylerdi ve o ne söylese hep doğru çıkardı. Daima. Büyükanne göklerden bir armağandı bana. Annem fısıldamıştı bu sırrı kulağıma. Her söylediği doğru değildi tabii, ama söz konusu olan gökyüzüyse, yalan söylemeye asla izin verilmezdi. Bizzat Annem söylemişti bunu, hatta Büyükannem de kulak kabartmıştı ona.
24:34

4. Bölüm - Büyükanne 2

Yazın ilk ayının ortalarında Büyükannem kardeşinin yurduna geri döndü. Molum’u sürücü olarak yanına aldı. Babamla Annem, sürüyü götürmek için acele etmeye gerek olmadığını ve aylların birbirine yaklaştığı sonbaharda sürüyü götürmenin Büyükanne için daha iyi olacağını savundular. Giysilere gelince, Büyükannem tuhaf bir tane dikmişti çoktan.
19:51

5. Bölüm - Büyükanne 3

Bahar geldi, gebe koyunlar kuzuladı. Ama ne ikiz kuzu vardı ne de bir yaşını doldurmuş kuzulardan doğan bir yavru. Bunun yerine, dört kuzu hediye geldi, hesapladığımdan fazla gelmişti. Ama hepsi de aynı hürdeden gelmişti. O bahar günlerinde inanılmaz bir şey oldu: Artık kır renkten beyaza dönen kısrak yavruladı ve saksağan kadar renkli bir tay doğurdu!
20:25

6. Bölüm - Ayl 1

Telaş etmeden eve döndük. Büyükannem havada şamatayla oynaşan kuşları ve toprağı delip, çevremizi saran bozkırdan fışkıran rengârenk çiçekleri işaret etti; her yanı dolduran ışıkla yanıp tüten dağ sırtlarından, buzullardan, gökyüzünden ve güneşten aşağı süzülen ışıltılı taneciklere benziyordu çiçekler.
21:20

7. Bölüm - Ayl 2

Çocuklar sonrasında neler olduğunu bilahare öğreneceklerdi. Yurtun çevresinde uzun süre pusuya yatmış olsak ve açık kapının yanından çaktırmadan defalarca geçsek de içeride devam eden konuşmanın anlaşılmaz kırıntılarıyla yetinmek zorundaydık. Yine de heyecan verici bir konuşma dönüyordu. Aylımızdan çocukların isimleri bir bir sayılıyor, bu da haliyle olan biteni öğrenme merakımızı ve arzumuzu kamçılıyordu.
23:49

8. Bölüm - Elveda 1

Sonunda kış gelip çattı. Kışın gelişiyle birlikte göçen yurtumuzun yeniden huzurlu tenhalığına kavuşmasına sevinmiştim. Muhtemelen sevincimin bir başka nedeni de son zamanlarda herkesin bana artık kocaman bir delikanlı olduğumu ve kendi başıma sürümü koruyabileceğimi gösterme vaktinin geldiğini söylemesiydi.
20:45

9. Bölüm - Elveda 2

Geri döndüğümde, ben de her çoban gibi gün içinde olanları en ince ayrıntısına kadar anlattım. Her ne kadar bazen biraz abartıya kaçsam da daima gerçeklere bağlı kalarak kendi gözlerimle gördüklerimi anlattım. Nitekim kartalın bize saldırdığını ve bizim onu defettiğimizi söyledim. Kendimden çok Arzılan’ın övgü alması için çabaladım. Sonunda ikimiz de övgüler aldık ve ben oyun oynamaya gönderildim.
20:55

10. Bölüm - Elveda 3

Ablama karşı biraz kırgındım. Her ne kadar bize, yurtuna, sürüsüne, dağlarına sağ salim geri dönmesine sevinmiş olsam da ona karşı bıçak gibi keskin bir gücenme duygusu taşıyordum; dayanılmaz derecede şiddetli bir incinmişlik değildi bu ama yine de canımı yakıyordu. Sanki ne diye Arzılan’ın sevinç patlamasına, neşeli karşılamasına tahammül edemedi ki? Oysa onun sevinci, benim sevincimle birlikte sürünün ve dağların sevincini de ifade ediyordu.
21:12

11. Bölüm - Elveda 4

Ertesi gece aniden uyandım. Sobada ateş vardı, gaz lambası yanmasına rağmen dörde çula da yakılmıştı. Büyükannem, dürülmüş giysilerden yapılmış uzun bir yastığa yaslanmış oturuyordu. Annemle Babam da onun iki yanına oturmuştu. Büyükannem söze başlayınca Babamla Annem birbirlerine bakarak onu sessizce dinlediler. Büyükannem, baş aşağı konulması gereken iki tezek sepetinden, elbiselerinden ve ne acıyı ne de soğuğu hisseden bir vücuttan bahsediyordu.
09:16

12. Bölüm - Arzılan 1

İnek Yılı’nı Kaplan Yılı takip etti. İçten içe kaplandan korkuyorduk ama bizi avutacak bir şey bulmayı da ihmal etmiyorduk: Bu Kaplan beyazdı. Beyaz Kaplan yumuşak pençeleri üzerinde sürünerek geliyordu, çünkü o, gelişinin öncesi ve sonrasında sessiz olurdu. Yeni Yıl artık eskisi gibi değildi. Söylentilere göre şiddetli dizanteri salgını patlak vermişti.
18:34

13. Bölüm - Arzılan 2

Akşamları geç saatlere kadar hürdede kalıyorduk. Gece hava açık olduğunda, yıldızların maviye çalan sarı ışığı gökten süzülüp sürünün sırtından yansırdı. Parıldayan yıldız ışığında koyunların memelerine yapışıp kalır, şarkı söylemeye devam ederdik. Her yanımızı karanlık sarardı ve bu karanlığın içinde beliren ürperti, dinmeyen dalgalar halinde bedenimizde devinir ve arkasında hep bir esneme bırakırdı.
19:11

14. Bölüm - Arzılan 3

Sonra Büyükannemin yüzünün solgun, ellerinin sıska olduğunu ve bir hayli yaşlandığını fark ettim. Sürü, ölü hayvanlardan ibaretti. Ve Arzılan’ın bakışları sabit, bacakları kaskatı; yere düşüyor, tekrar ayağa kalkıyor ve tökezliyordu. Sanırım fena acı çekiyor, havlamak ve ulumak istiyor ama yapamıyordu. Sonra birdenbire havlama ve ayak sesleri duydum.
19:33

15. Bölüm - Arzılan 4

Üstesinden gelemeyeceğim bir ağırlık hissettim. İşte o zaman aklıma, Arzılan’ı önce arkaya döndürmem gerektiği geldi, böylece adım adım geri çekilerek, sendeleye sendeleye uçurumdan uzaklaşabilirdi. Hatta onu eve götürmeyi bile başarabilirdim. Gelgelelim yerimden kalkmaya korkuyordum. Bunu düşünmek bile beni felç ediyor, canımı fena halde yakıyordu.
18:54

16. Bölüm - Son Söz

Gerçekten hayatımda yeterince zor zamanlar geçirdim. Yine de hayatımın farklı dönemlerinde ve değişik iş kollarında kendimi mutlu ve huzurlu hissettim, çünkü bana bahşedilmiş hayat hem uzun hem de verimli oldu. Uzun diyorum çünkü tek bir bedende ve tek bir ömürde insanlığın – Adem’in ya da tercihinize kalmış, maymunların zamanından beri- şimdiki durumuna yükselmek için geçmek zorunda olduğu neredeyse her aşamayı deneyimleme ayrıcalığına sahip oldum.
14:27