47 Bölüm
09:23:02
1. Bölüm Mai ve Siyah
Sofranın etrafında yedi kişiydiler...
13:15
2. Bölüm Mai ve Siyah
Ahmed Cemil, şimdi kendisini unutmuş, yalnız göğsünü şişiren dimağında muttarit darbelerle...
11:50
3. Bölüm Mai ve Siyah
Ahmed Cemil, Ali Şekip'in yalnız bir şeyini affedemez...
12:06
4. Bölüm Mai ve Siyah
Şöhret bulmak, edip olmak, herkesçe tanınmak bugün o kadar acılıklarına göğüs vermek için hayatını zehirlediği bu edebiyat aleminin bir gün yüksek zirvelerine çıkmak...
12:09
5. Bölüm Mai ve Siyah
Unutamayacağı şeylerden biri de mektep arkadaşları arasından biri...
12:12
6. Bölüm Mai ve Siyah
Kavga denince kimse onunla yarışamazdı.
11:47
7. Bölüm Mai ve Siyah
Derslerini artık kâmilen ihmal eder olmuşlardı. Mektepte bütün kurtarabildikleri vakitler bunlara sarf edilmiş oluyordu.
11:36
8. Bölüm Mai ve Siyah
Şurada oturmak... Bu etrafı muhit olan eşyaya tasarruftan doğacak bir kanaatle oturmak...
11:43
9. Bölüm Mai ve Siyah
"Çıkan cüzlerle aslını veriniz" dedi...
11:58
10. Bölüm Mai ve Siyah
Bu hayali daima süslerdi.
11:33
11. Bölüm Mai ve Siyah
Bu hayat tarzı daima böyledir. Cuma yok, pazar yok. Her gün çalışacak...
12:05
12. Bölüm Mai ve Siyah
Ahmed Şevki Efendi, bu sabah şu cümleyi pek hiddetle, beyaz keten yeleğinin altında zorca zapt olunan göbeği yerinden sarsılarak söylemişti.
12:05
13. Bölüm Mai ve Siyah
Ahmed Şevki Efendi, zihninde bir müşkülün halliyle meşgulmüş gibi iki parmağının arasında çenesini sıkıp duruyordu...
11:54
14. Bölüm Mai ve Siyah
"Elbette! İşte asıl farkınız da o değil mi?"
11:41
15. Bölüm Mai ve Siyah
Kafiyenin tertip tarzını sırf zevke fakat bir ittirat içinde zevka tevfkifan icra etmek bize ait bir muvaffakiyet...
11:29
16. Bölüm Mai ve Siyah
Başını çevirdi. Hüseyin Nazmi ayakta, bir eli yaprakların yanında...
12:20
17. Bölüm Mai ve Siyah
O ay, bunların arasında bazen bir kırmızı kağıt fener gibi donuk...
11:25
18. Bölüm Mai ve Siyah
Lambalı duvarların, tavanların arasında mermer masalar, bu masaların etrafında birçok adamlar ya gazete okuyor ya yavaş sesle konuşuyor.
11:55
19. Bölüm Mai ve Siyah
Bunlar hep şu kırık sesli boyalı kadın içindi. Sonra direklerini masaya dayadı, çenesini avuçlarının içine aldı...
11:53
20. Bölüm Mai ve Siyah
Ahmed Şevki Efendi oturduktan sonra "Sanki niye geldik? Bu hayrı görmüş olmaktan başka bir şey kazandık mı?" dedi.
11:56
21. Bölüm Mai ve Siyah
Bir gün iki arkadaş matbaada yine herkesten evvel buluştular...
11:53
22. Bölüm Mai ve Siyah
İkbal'in gelin olacağını düşündükçe, bir vakitler onu uzun beyaz uzun etekli moda gazetelerinin mürebben ilavelerinde görerek imrendiği şeylere benzer bir esvab içinde...
12:30
23. Bölüm Mai ve Siyah
Yemek yedikten sonra Vehbi Bey, İkbal'le odasına çekilirse, Ahmed Cemil annesinin yanında kalırdı.
11:42
24. Bölüm Mai ve Siyah
Lamia'dan daima pek sıcak bir his duymuş, onunla beraber bulunmaktan haz almıştı.
10:55
25. Bölüm Mai ve Siyah
Ne olacağını Ahmed Cemil tayin edememişti fakat matbaada bir şey olacağından, eski çalışma zevkinin zevale uğrayacağından o da emin idi.
11:42
26. Bölüm Mai ve Siyah
Köşke geldikleri zaman, henüz tamamen akşam olmamıştı. Hüseyin Nazmi, "Gazeteleri, kağıtları bırakayım biraz gezelim." dedi.
11:52
27. Bölüm Mai ve Siyah
İdare memuru başını salladı, göğüs geçirdi "Bilmem ama fena görüyorum." dedi.
11:33
28. Bölüm Mai ve Siyah
Bir aralık, nahiye müdürü olan eniştesinden bahsetti "İmdadıma yetişmeseydi bu dükkan zor açılırdı." dedi.
11:30
29. Bölüm Mai ve Siyah
Şimdi artık eserini yorulup da bitirmek isteyenlere mahsus bir ihmal ile evvelce müşkülpesentliğinden kurtulamayan müsamahalarla dolduruyor...
11:19
30. Bölüm Mai ve Siyah
Artık yemek bitmiş, Raci büsbütün serbest kalan çenesini İlhami Efendi'ye methiyeler dökmeye hasretmiş idi ki Hüseyin Nazmi, "Arkadaşımın eserini tanıtacak bir iki söz söylemek için misafirlerimin müsaadesini talep ederim" dedi.
11:47
31. Bölüm Mai ve Siyah
"Öyle bir şeyden katiyen haberim yok!" dedi. Raci kendisine kin ve gayz ile dolu bir nazarla bakıyordu.
12:15
32. Bölüm Mai ve Siyah
İşte yalnız şu iki kelime, Lamia'nın ta çocukluktan beri katre katre birikerek, tazyike lüzum görülmeyerek bir aralık taşıveren sevdasının iki açık nişanesi değil miydi?
12:03
33. Bölüm Mai ve Siyah
Demin geç kaldığını, zaman kaybettiğini düşünüyordu; şimdi işte hakikat gözyaşlarıyla, ıstıraplarla önünde birden meydana çıkmıştı. Şimdi ne yapacak?
11:55
34. Bölüm Mai ve Siyah
İkbal daima mahzun, daima sakit, evin içinde bir heyula şeklinde tahtalara basmaktan korkarak, annesiyle kardeşine sokulmaktan ürkerek dolaşıyordu.
11:53
35. Bölüm Mai ve Siyah
Yarın yine zelil bir ecir sıfatıyla o matbaaya gidecek, o adam için çalışacak, hiçbir şeye vakıf değilmişçesine ona gülmek için kendi kendine cebredecek değil mi?
11:48
36. Bölüm Mai ve Siyah
İkbal, acı bir hande ile tekrar gözlerini kaldırdı, şu dakikada zihninden geçen şeyi, dalgın dalgın yüzüne dikilen bu gözler Ahmed Cemil'e vuzuh ile takrir ediyordu.
11:59
37. Bölüm Mai ve Siyah
Bugün hiç kimse ile konuşmaya tahammül edebilecek bir halde değildi. Yalnızlığa şedid ihtiyacı vardı. Matbaada kendi odasına kapandı.
12:04
38. Bölüm Mai ve Siyah
Bu sabah Saib, Ahmed Cemil'i orada görünce "Galiba gene içeride!" dedi. Ahmed Cemil başıyla "Evet!" cevabını verdi.
11:39
39. Bölüm Mai ve Siyah
"Amma yine yırtık pantalonlar, eski potinlerle gezecekmişim, yine kitapçı dükkanlarında peynir ekmekle vakit geçirecekmişim, hiç olmazsa o eski esvaplar altında, o muhtasar sofra başında haysiyetimi muhafaza etmiş olmakla mutmain olurum ya..."
12:11
40. Bölüm Mai ve Siyah
"Bak, yalnız o mümkün değil, anlıyor musun?" Eliyle sözünün katiyetini göstererek ilave etti: "Senden ve hiç kimseden..."
12:07
41. Bölüm Mai ve Siyah
Kabir bitince, tabutu iplerle sararak indirdiler...
11:35
42. Bölüm Mai ve Siyah
O vakitler Aksaray caddesi henüz Şehzadebaşı'yla Direklerarası'na mağlup olmamıştı. Şimdi Vezneciler'i dolduran Ramazan eğlencelerinden bir kısmı o zaman bu sokakta halkı han içlerine toplardı.
11:46
43. Bölüm Mai ve Siyah
O da şu dakikada, büyük matemlerden sonra birbirini seven iki kalbin ilk tesadüfünde hissedilen ağlamak arzusuyla Hüseyin Nazmi'ye bakıyordu.
12:00
44. Bölüm Mai ve Siyah
Artık ona tekrar tesadüf etmekten korkuyordu, onun için çıkmamaya karar vermişti.
12:29
45. Bölüm Mai ve Siyah
"Zevcimin hastanede ölmesine müsaade edemezdim, değil mi?" Yüzünü örten peçenin altında ağlıyordu.
12:42
46. Bölüm Mai ve Siyah
Ahmed Cemil acı bir hande ile bakıyor, şimdi esmer bir kül tabakası şeklinde duran bu kağıdın üzerinde bir beyazlıkla beliren yazılara bakıyordu.
12:53
47. Bölüm Mai ve Siyah
Ahmed Cemil, "Anne!" dedi. Bu hitabı sıcak bir teslimiyetle kalbini yıkayarak tekrar etti "Anne, müsaade eder misin? Senin dizine yatayım..."
14:08