Karacahisar Kalesi baskınına hazırlanan Ertuğrul, Gündüz’ün kaçırıldığını öğrenince kale baskınını erteler ve Gündüz’ü geri kurtarmak için harekete geçer. Bahadır Bey, Sancar’a Turgut’u öldürtüp sonra da obayı basarak beyliği almayı planlar.

Nikea’dan gelen Tüccar Niko ve Bizans askerî kafilesini basan Ertuğrul, onların kılığında kaleye girip fethi başlatmak için hazırlanır. Ares, Gündüz’ün kendinden beklenmeyecek bir hamleyle gözüne taşla vurması sonucu gözünden yaralanır.

Artuk Bey, otacının mağarasında Sultan Alaeddin’e verilen zehrin yapıldığı otu bulur ve durumu Ertuğrul’a bildirir. Bu sayede Bahadır Bey idamdan kurtulur, Ertuğrul da bu işi Emir Saadeddin’in yaptığını anlar.

Ertuğrul, Karacahisar Kalesi’nin fetih hazırlıklarına başlar, Turgut ve Aslıhan’ın düğününün sabahında kaleye saldırmaya karar verir. Bu izdivaca mani olmak isteyen Emir Saadeddin ise, Aslıhan’ın yardımcısı Esma aracılığıyla Turgut ve Aslıhan’ı zehirletir.

Ertuğrul, Hanlı Pazar’a gidip satışı durdurur. Obaya döndüğünde ilk iş olarak satışı bozduğu esnada kendisine kılıç çeken ve iki Çavdar alpının ölümüne sebep olan Bahadır Bey’in oğlu Sancar’ı sürgün eder.

Köle tüccarı Simko ve Tekfur Ares’in gönderdiği adamları alt eden Ertuğrul, obasına döner. Henüz bu sevinci doya doya yaşayamadan Dündar’ın Hanlı Pazar’ı satmak üzere olduğunu öğrenen Ertuğrul, alplarıyla beraber Hanlı Pazar’a doğru dörtnala yola düşer.

Ertuğrul, Köle tüccarı Simko ve eşkıya Mihalis’in arasında kalır. Turgut, Bahadır tarafından omzundan hançerlenir. Hanlı Pazar’ı satıp göç etmeye karar veren Dündar Bey, pazarın satışı için Aslıhan Hatun’un amcası Bahadır Bey’le anlaşır.

Öldü olarak bilinen Ertuğrul, köle tüccarı Simko’nun adamı Anteus tarafından kurtarılmıştır. Simko’nun amacı Ertuğrul’u Ares’e karşı tehdit olarak elinde tutup ondan kazanç elde etmektir.

Baskın haberini alan Dündar, Hayme ve Halime’ler olay yerine gelirler. Karşılaştıkları manzara karşısında büyük yıkım yaşarlar. Zira alplerle beraber Ertuğrul’a ait cesedi de bulurlar. Başsız kalmanın sıkıntıları, birliğin bozulacağı kaygısını beraberinde getirir.

Büyük bir orduyla birlikte Hanlı Pazar’a baskın yapmak üzere gelen Vasilius, Ertuğrul’un tuzağına düşmüş ve Ertuğrul tarafından öldürülmüştür. Ertuğrul şimdi gözünü Karacahisar kalesine dikmiştir.

Ekaterina’dan Sultan Aleaddin’in Hanlı Pazar’da olduğunu öğrenen Vasilius büyük bir orduyla birlikte Hanlı Pazar’a baskın yapmak üzere yola çıkmıştır.

Sultan Aleaddin, topladığı bilgilerle Ertuğrul’un başarılı ve kendine sadık olduğunu anlar ve ona uç beyliği verir. Bu durum Saadettin Köpek tarafından hiç hoş karşılanmaz.

Vasilius, imparatorun gönderdiği askerlerle birlikte Ertuğrul ve Aliyar’a saldırır. Aliyar ağır yaralanır. Halime, zor bir doğum geçirmektedir. Sultan, kimlik değiştirerek Kayı Obası'nı teftişe gelir.

Ural ve Vasilius, Çavdar obasına baskın yapmak ve obayı ele geçirmek için harekete geçer ama Dündar bu durumu öğrenince Ertuğrul’a haber verir. Ural öldürülür, Vasilius da kaçmak zorunda kalır.

Ural ve Vasilius hain bir planla Konya yolu üzerinde Doğan’ı öldürmüş, Dündar’ı ise esir almışlardı. Ertuğrul, Karacahisar Kalesi'ne girmiş ve orayı darmadağın ederek kardeşi Dündar’ı kurtarmıştır.

Ural ve Vasilius hain planlarına bir yenisini daha eklemiş, Dündar’ı ve Doğan’ı Konya yolu üzerinde tuzağa düşürmüşlerdir. Bu tuzak neticesinde Doğan’ı öldürüp Dündar’ı rehin almışlardır.

Ertuğrul, Dündar’a ve Doğan’a, sultana haber iletmeleri için onları Konya’ya göndereceğini söylemiştir. Dündar, gizli kalması gereken bu bilgiyi zaaf göstererek Günyeli’ye söylemiştir.

Ertuğrul, yine akıl dolu bir tuzak hazırlar ve Vilius’un Ural’a saldırmasını sağlar. Dündar, Günyeli’ye gittikçe daha çok kapılmaktadır ama Günyeli’nin asıl amacı kaleyi içten fethetmektir.

Mühimmatları Ertuğrul tarafından ele geçirilen Vasilius çılgına döner. Artık en yakınlarından bile şüphe etmektedir. Dündar’ın sevdiği Günyeli meselesi ise aile arasında sıkıntı yaratmaktadır.

Askerlerinin Aslıhan’ı getireceği rahatlığıyla mağrur halde Hanlı Pazar’a gelen Vasilius, tuzak kurduğunu sanırken büyük bir tuzağın içine düşmüş ve Ertuğrul Bey’in gazabına uğramıştır.

Vasilius, Saadettin Köpek’in desteğini alarak Hanlı Pazarı elde etmek istemiştir. Mağrur halde Hanlı Pazar’a gelen Vasilius, orada hiç aklına gelmeyen bir durumla karşılaşmıştır.

Vasilius’un desteğiyle Aliyar ve Ural’a büyük tuzak kuran Batuhan, tam hedefine ulaşacakken Ertuğrul ve alplarının yetişmesiyle durum tersine dönmüştür. Fakat bu durum ağır sonuçlara neden olmuştur.

Yaptıkları oyunlarla Ural’ı ölümden kurtaran Vasilius ve Sadettin Köpek kazandıklarını zannederken aslında Ertuğrul’un büyük oyununda kaybetmişlerdir. Ertuğrul zor olanı yapmıştır.

Sadettin Köpek ve Vasilius türlü oyunlar yaparak çıkarlarına hizmet eden Ural’ı kurtarmak istemiş ama mahkeme Ural’ın idamına karar vermiştir. Fakat Candar’ın ölümü her şeyi değiştirmiştir.

Tekfur’u öldüren Lazkaris, Çavdar Obası'na sığınmış, Ertuğrul’un alpları obaya girerken onu görmüşlerdir. Ertuğrul, Çavdar obasına gelerek Aliyar’dan adaletin tesis edilmesi için destek istemiştir.

Tekfur cinayeti, Lazkaris’in itirafıyla, suçsuz olduğu halde Ural’ın üstüne kalmıştır. Aslıhan, Saadettin Köpek ile evlenmeyi kabul eder ama bu durumdan memnun olmayan biri vardır.

Türlü oyunlara karşı göğüs geren, kurulan tuzağı tersine çeviren ve nihayet tekfurun kızını kurtararak kaleden sağ çıkmayı başaran Ertuğrul Bey ve alpları Tekfur’la dostluk ilişkisi kurmuşlardır.

Ertuğrul ve alpları kalede mahsur kalır. Üstelik Sultan’a verdiği söz nedeniyle, barışı bozmamak için kılıçlarını da kullanamamaktadırlar. Saadettin Köpek ise Aslıhan’a ilgi duymaktadır.

Duygu ile akıl arasında sinsi planlarına ara vermeden devam eden Ural son olarak Karakoncolos’u kullanarak Ertuğrul Bey’in altın madenine baskın yaptırmıştır. Baskın gerçekleşmiştir.

Candar Bey, ilişkilerini güçlendirmek için, Ertuğrul Bey’i kızı Aslıhan ile evlendirmek istemektedir. Ertuğrul, Hanlı Pazar’ı ele geçirdikten sonra düzenlediği toyun davetsiz bir misafiri vardır.

Herkes, Ertuğrul’un zehirlenerek öldüğünü düşünmektedir. Oysa Ertuğrul, kendisine yapılan bu suikast girişimini kullanarak Hanlı Pazar’ı ele geçirmenin planlarını yapmaktadır.

Simon’un, Turgut Alp’i kullanarak gönderdiği zehirli mektup yüzünden Ertuğrul kontrolden çıkmıştır. Turgut ise, artık hem Tapınakçılar hem de Kayı Obası tarafından hain olarak görülmektedir.

Simon, Amanda’yı, Kayı Obası'nı karıştırması için getirir. Ural, kirli planı işlediği için sevinçlidir ama onu da bir sürpriz beklemektedir. Aslıhan, içten içe Ertuğrul’a karşı sevgi beslemektedir.

Ural’ın yaptığı plan sonucu, Halime ve Aslıhan eşkıyaların eline düşmüştür. Üstelik Gündüz de, aldığı ok darbesiyle yaralanmıştır. Saadettin Köpek ve Simon ise gizli gizli görüşmeye devam etmektedir.

Baskına uğradığı sırada yaralanan Turgut, beklemeyen bir tepki gösterir ve her şeyin sorumlusu olarak Ertuğrul Bey’i suçlar. Simon ise, iki arkadaşın arasındaki bu gerilimi kullanmak istemektedir.

Candar Bey’in davetiyle Çavdar Obası'na misafir olan Ertuğrul Bey, Candar Bey’den beklenmedik bir teklif almıştır. Uzun zamandır beklenen ancak beklenmeyen zamanda meydana gelen bir gelişme, Kayı Obasının yeni topraklardaki kaderini etkiler.

Kayılar sıkıntıyla geçen bir dönemin ardından yaptıkları kilim ticaretiyle ilk defa rahat bir nefes almışlardır. Ancak bu rahatlık kilimleri taşıyan kervanın baskına uğramasıyla bozulmuştur.

Bir yanda eski düşmanları Tapınakçılar, öte yanda obadaki hainler ve Çavdaroğlu Obası’nın beyi Candar’ın oğlu Toktamış’ın aşırı hırsı... Ertuğrul Bey’i birbirinden zorlu mücadeleler beklemektedir.

Kardeşlerinden ayrılıp göç yoluna düşen Ertuğrul Bey, obasını Karacadağ eteklerine getirmiştir. Ertuğrul, obasının geçimini sağlamak için kılıcının yanında ticari zekasını da kullanmak zorundadır.

Gündoğdu ve Ertuğrul arasında beylik tartışması çıkar. Yapılan toyda, Gündoğdu, bey seçilince, Ertuğrul, kendisine inananlarla birlikte obadan ayrılıp Bizans sınırına gideceğini söyler.

Ertuğrul, Turgut’un öldürmesine izin vermez. Bu karara öfkelenen Turgut, hem Ertuğrul’un yanından hem de obadan ayrılmıştır. Ertuğrul Saadettin Köpek’le olan işbirliğini ortaya çıkarmak niyetindedir.

Yiğit’in, Turgut ve Dündar’ı kurtarmak için böyle bir oyun planladığı ortaya çıkar. Ertuğrul, onu Noyan’ın elinden kurtarmak için harekete geçer. Fakat işler pek de istediği gibi gitmez.

Noyan, Gökçe’yi kaçırır. Bunu öğrenen Tuğtekin yıkılır. Ertuğrul, obada bir hainin olduğunu söyler. Gökçe, Goncagül’ü öldürerek kaçar. Yiğit ise, Ertuğrul’un kendisine biat etmesini ister.

Saadettin Köpek, sultana Yiğit’in kendi sultanlığını ilan ettiğini ve Ertuğrul’un da onu desteklediğini bildirir. Yiğit ve Noyan, birlikte hareket etmektedir ve işler iyice karışmaktadır.

Noyan, Saadettin Köpek’in yardımıyla, Dündar ve Yiğit’i kaçırır. Buna üzülen Halime erken doğum yapar. Tuğtekin, Ertuğrul’un Bizans sınırına göç etme fikrinden dolayı sıkıntılıdır.

Gümüştekin ve Aytolun’un ölmesi, obaya tekrar huzur getirir. Şimdi Ertuğrul’un istediği tek şey, obasıyla birlikte Bizans sınırına göç etmektir ama obanın çoğu buna karşı çıkar.

Halime’nin boğazına hançerini dayayan Aytolun öldürülür. Gümüştekin ise idam edilmek üzere obaya getirilir. İdam sırasında Saadettin Köpek, Gümüştekin’in kendisine verilmesini ister.

Ertuğrul’un yaptığı plan işe yarar ve Aytolun her şeyi kendi ağzıyla itiraf eder. Şimdi sıra Gümüştekin’e gelmiştir. Ertuğrul, onun da foyasını çıkarmak için plan yapar.

Banu Çiçek, Doğan tarafından kaçırılınca, Ertuğrul ve Tuğtekin bir kez daha karşı karşıya gelirler. Saadettin Köpek ise tüm Türkmen obalarının başına Gümüştekin’i atayınca, ortalık daha da karışır.

Korkut Bey ölünce, suçu da Banu Çiçek’in üzerine kalır ama Ertuğrul onun katil olduğuna inanmamaktadır. Gümüştekin ve Aytolun, Tuğtekin’i doldurarak Selcan’a saldırmasını sağlarlar.

Ertuğrul, tüm şüphelerini Gümüştekin’in yüzüne söyleyince obada tekrar gerilim başlar. Gümüştekin ve Aytolun, Korkut Bey’i, Tuğtekin’in düğün gecesinde öldürmeye karar verirler.

Deli Demir ve Sungurtekin, Noyan’ı öldürmek için peşine düşerler. Deli Demir, Tangut tarafından şehit edilir. Aksakallılar ise Ertuğrul’a yeni bir görev verirler.

İki devlet arasında yapılan anlaşma gereği Noyan’ın serbest kalması devletle Kayı ve Dodurga obalarını karşı karşıya getirmiştir. Oba beyleri Noyan’ın idam edilmesi gerektiğini düşünürler.

Gündoğdu, Noyan’ı bütün obanın önünde infaz etmek için obaya getirir. Sadettin Köpek obaya bir haber getirir. Tuğtekin babasına kızıp toyu terk eder.

Ertuğrul, arkadaşlarıyla birlikte uzun bir seyahate çıkar. Onun yokluğunda oba yine karışır. Sungurtekin’in sakladığı mühür çalınır. Gümüştekin ve Aytolun, tüm bu yaşananlardan memnundur.

Yıllardır görmediği oğlu Sungurtekin’e kavuşan Hayme Ana çok mutludur. Fakat mutluluk uzun sürmez. Selcan, Noyan’ın adamları tarafından kaçırılır. Noyan’ın bazı istekleri vardır.

Gündoğdu ve Ertuğrul arasında beylik tartışması çıkar. Yapılan toyda, Gündoğdu, bey seçilince, Ertuğrul, kendisine inananlarla birlikte obadan ayrılıp Bizans sınırına gideceğini söyler.

Kayı ve Dodurga obaları arasındaki barış Noyan’ın tüm planlarını bozmuştur. Ertuğrul, kervansarayda biriyle buluşur ve ondan bir emanet alır. Alpler, Noyan’ın mekanını basar.

Tuğtekin, obaya gelerek aslında hainin Kocabaş olduğunu açıklar. İki oba barışır. Düğün hazırlıkları devam ederken, suçsuz olduğu ortaya çıkan Ertuğrul, yeni planlar yapmaktadır.

Ertuğrul’un planları istediği gibi gitmez ve mahkeme sonucunda ölüme mahkum edilir. Noyan, tüm bu karışıklıktan yararlanarak, öleceklerini bile bile askerlerini obaya yollar.

Ertuğrul, Kocabaş’ın kellesini kesince, üzerindeki şüphelerin artmasına neden olur. Buna rağmen, obaya gelip teslim olur. Yargılanmayı beklemektedir ve bunların hepsi Ertuğrul'un planıdır.

Ertuğrul, obadaki hainin Kocabaş olduğunu ortaya çıkarır. Kayılar ve Dodurgalılar, Noyan’ın istediği gibi, artık düşman haline gelmiştir. Ertuğrul, her şeyi ortaya çıkartacak bir plan hazırlar.

Noyan, obaya casuslarını sokmuştur. Bir yanda casuslar, diğer yanda kadınlar ve erkekler arasındaki siyasi çekişmeler, obayı bir felakete sürüklemektedir. Ertuğrul, tüm bunlarla mücadele eder.

Ertuğrul, Ertokuş Bey’i öldürdüğü için Sultan’ın emriyle idama mahkum edilir. Hayme Ana, oğluna haksızlık yaptığının farkındadır ve bu durumu düzeltebilmek için hamleler yapar.

Selcan, Aytolun’un planlarının farkındadır ama bunları Gündoğdu’ya anlatamaz. Sultan’ın Konya’dan gelen temsilcisi Ertokuş’un Ertuğrul hakkında söylediği övgü sözleri ise Tuğtekin’i çok sinirlendirir.

Ertuğrul’u sürgün ettiğine üzülen Hayme Ana, obayı yönetmek ve ayakta tutmak için çabalamaktadır. Ertuğrul ise, alplarıyla birlikte mücadelesine devam etmektedir

Ertuğrul, Abdurrahman’ı kaçırınca, annesi tarafından obadan sürgün edilir. Yaklaşan tehlikeyi bir türlü obadakilere anlatamayan Ertuğrul, artık sakat ve tek başına bir adamdır.

Ertuğrul, yakın alplarından biri olan Abdurrahman’ı, Noyan’ın ordusuna sokup casusluk yapmasını planlamaktadır ama Abdurrahman hainlikle suçlanıp yakalanır ve idam edilmesine karar verilir.

Elinden yetkileri ve alplığı alınsa da, Ertuğrul mücadeleden vazgeçmeyecektir. Yakın arkadaşları Bamsı, Doğan ve meczup diye bilinen Geyikli ile birlikte Noyan’a karşı savaşmaya kararlıdır.

Ertuğrul’un elinin Noyan tarafından sakat bırakılması ve yaptığı askeri planlar, annesi de dahil herkesin Ertuğrul’a karşı taraf tutmasına neden olur. Ertuğrul hem çok sinirli hem de kaygılıdır.

Her iki obanın askerleri, kıştan sonraki savaşa Tuğtekin komutasında hazırlanırken, Ertuğrul obaya döner. Herkes sevinç içindeyken, siyasi çıkar peşinde koşan Korkut ve Aytolun bu duruma bozulmuştur.

Ertuğrul, Noyan’ın elinden kaçmaya çalışırken tekrar yakalanır. Ertuğrul’un öldüğünü düşünen Kayılar, Dodurgalılar’la birleşmeye karar verirler. Halime ise, karnında bebeğiyle büyük üzüntü içindedir.

Ertuğrul’un ölüm haberi obaya gelir. Kayılar, Dodurga Obası'nın yanında sığıntı gibi yaşamaktadır. Tuğtekin, Kayı Alpleri'nin komutasını almaya, Ertuğrul da Noyan’ın elinden kurtulmaya çalışmaktadır.

Titus, Gündoğdu’yu öldürmeye çalışırken, obada nefret edilen karısı Selcan tarafından kurtarılır. Süleyman Şah, önemli bir toplantıdan dönerken, Fırat nehrini geçişi sırasında atından düşer.

Kayılar, Tapınakçılar’ı kalede fare gibi kapana kıstırırlar. Kaleye Kayı bayrağı çekilir. Titus kaçar ve intikam yemini eder. Kayılar büyük bir zafer kazanmıştır ve şimdi kutlama zamanıdır.

Kayılar ilk kez bir kale savaşı yapacaktır. İsadora, ölmeden önce onlara kalenin planlarını vermiştir. Kalenin içinde ise, İbn-i Arabi’nin müridi olan ve kimliğini gizleyen Ömer vardır.

Kurdoğlu en sonunda yakayı ele verir. Cezası ağırdır. Şimdi sıra, Tapınakçılar’a gereken cezayı vermektir. Toy toplanır ve savaş kararı alınır. Bu topraklar için kan dökmek gerekmektedir.

Kurdoğlu, Süleyman Şah ve ailesini idam edemeyince, onları süngüne yollar. Yolda hepsini öldürtmeyi planlamaktadır. Ertuğrul onları kurtarmak için harekete geçer.

Üstat, Ertuğrul ve arkadaşlarına tuzak kurar ve hepsini ele geçirir. Amacı, onlardan İbn-i Arabi’nin sandığının yerini öğrenmektir. Kurdoğlu, obada darbe yaparak yönetimi ele geçirir.

Gündoğdu, babasına karşı bey olmaktan vaz geçince, Kurdoğlu’nun planı bozulur. Yiğit’i kaçırarak Tapınakçılar’a teslim eder. Ertuğrul, hem obasını hem de Halime’nin kardeşini kurtarmak zorundadır.

Kurdoğlu, Üstad’dan aldığı altınları Gündoğdu’ya verir. Gündoğdu, bunları oba için harcar ama gerçekleri bilmemektedir. Kurdoğlu’nun önündeki en büyük engel ise Ertuğrul’dur.

Ertuğrul, obaya yaralı getirilir. Selcan, bey olmasını istediği Gündoğdu’yu sürekli doldurmaktadır. Üstad’ın yeğeni İsadora obaya gelince, Kurdoğlu ihanetinin ortaya çıkacağından korkmaya başlar.

Tapınakçılar, Turgut’u uyuşturup beynini yıkamıştır. Turgut, Ertuğrul’u bıçaklayarak ağır yaralar. Kurdoğlu ile Selcan ise, obada birbiri ardına hain planlar yapmaktadır.

Ertuğrul, Halime’yi kurtarıp obaya geri getirmiştir. Şimdi, Tapınakçılar’ın kalesini basıp can dostu Turgut’u kurtarmaya sıra gelmiştir ama Tapınakçılar’ın hain planları henüz bitmemiştir.

Halime’nin nikâhı bozması, El Aziz’i delirtir. Günhan, obada savaşı çıkaracağı sırasında Ertuğrul’un Nasır’ı esir aldığını öğrenir. Kurdoğlu ise Tapınakçılar’la olan iş birliğini iyice artırmıştır.

Titus, sahte bir isimle Kayı Obası’na gelir. Süleyman Şah ve Hayme Ana’yı öldürmenin planlarını yapmaktadır. Selçuklular ve Eyyubiler arasında çıkacak olası bir savaş, Kudüs’e giden yolu açacaktır.

Tapınakçılar, Halime ile El Aziz’i evlendirerek, Selçuklular ve Eyyubiler arasında savaş çıkartma planları yapmaktadır. Ertuğrul, hem sevdiği kadını hem de obasını kurtarmak için savaşacaktır.

Kayılar, El Aziz tarafından kendilerine verilen yurdu, Tapınakçılar’ın oyunlarıyla kaybederler. Petruccio, Şehzade Yiğit’i, Selçuklu Devleti’nin başına bela etmek için yetiştirmeye karar verir.

Yaralı Halime, gözünü açtığından kendini Halep Sarayı’nda bulur. Babasıyla birlikte yıllarca kaçmaya çalıştıkları sarayın tam kalbindedirler artık. Süleyman Şah ise Halep’e varmıştır.

Turgut ve Yiğit, Tapınakçılar’a esir düşmüştür. Uğrul’a tek yardım edebilecek kişi Atabey de zindandadır artık. Ertuğrul, iyice karmaşık hale gelen durumların üstesinden gelmeye çalışır.

Ertuğrul ve yanındakiler Halep yolunda Titus’un tuzağına düşmüştür. Üstelik Halime yaralıdır. Herkes zor da olsa Halep’e varır ama buradaki tehlikeler yolda karşılaştıklarından az değildir.

Halime, ailesi ve beratı Halep’e götürme görevi Ertuğrul’a kalmıştır. Kurdoğlu, hain planlarını devreye sokmak için çalışmaktadır. Obanın hayvanları arasında veba yayılmaya başlamıştır.

Moğollar'ın baskılarıyla bunalan Kayılar, yurt bulamadıkları için Selçuklular'a ait yayladan göç edememişlerdir. Süleyman Şah’ın büyük oğlu Gündoğdu, toyda Halep’e gitmeyi önerir.

Ertuğrul, Halep’ten obanın ihtiyacı olan müjdeli haberle döner. Şimdi yeni yurtlarına göçme vakti gelmiştir. Ama bu göç onların başındaki belaların daha da artmasına neden olacaktır.

Ertuğrul, Halime ile birlikte, obanın ihtiyacı olan yardımı alabilmek için Halep Sarayı’na gider. Hem onlar Halep’te hem de oba konakladığı yerde büyük bir tehlike altındadır.

Kayı Obası, kendine yeni bir yurt aramaktadır. Ertuğrul, Haçlılar'ın elinden bir aileyi kurtarıp obaya getirir.