35 Bölüm

06:32:35
Tüm Bölümler
Tüm Bölümler
Çalınmayanlar
Devam Edenler
Yeniden Eskiye
Yeniden Eskiye
Eskiden Yeniye
Alfabetik

Önsöz

Brezilya edebiyatında 1930’lu yıllar tarihî bir dönüm noktasıydı. Yazarlar sosyal meselelere ve sorunlara daha çok ilgi gösteriyorlardı.
04:07

Bulutlar

Hafızamda saklı kalan ilk görüntü, bir kapının arkasından gördüğüm, pitombalarla dolu porselen kâse. Nerede, ne zaman gördüğümü tamamen unutmuşum.
20:17

Sabah

Uzun bir kış sabahına daldım. Suları yükselmiş gölet, yeşil, sarı ve kırmızı bahçe, akışı değişmiş dar patikalar ruhuma sindi.
10:31

Yaz

Hayatımı değiştiren o eski yazdan geriye sadece solgun izler kaldı. Pek bir şey hatırladığımı söyleyemem.
09:07

Bir Kemer

Adalet kavramıyla ilk ilişkilerim acı dolu oldu, bende derin izler bıraktı. Sanık olmanın anlamını daha dört beş yaşlarında çözmüştüm.
08:11

Sarhoşluk

At sırtında iki légua kadar yol aldık. Annem eyere yanlamasına oturmuş, tek ayağını üzengiye yerleştirmişti. Uzun bol bir etek giymişti.
10:04

Kasabaya Varış

Soğuk bir geceydi. Yol kenarından gelen sesler birbirine karışıyor, insanlar avludaki büyük ateşin etrafında dolaşıyordu.
08:51

Kasaba

Buique, sakat bir insan bedeni gibi uzanıyordu. Çarşı meydanı gövdeyi oluşturuyordu; Pedra ve Palha sokakları da bir tepeye tırmanmak için adım atan bacakları –biri neredeyse dümdüz gerilmiş, diğeri bükülmüş.
15:06

Yeni Hayat

Evimiz Palha Sokağı’nda, Dona Clara’nın evinin yanındaydı. Dona Clara, çok sayıda çocuğu, bir kedisi ve görünmez bir kocası olan ciddi bir hanımdı.
08:42

Peder João Inacıo

İki kapıyla verandaya ve mutfağa açılan yemek salonu, toplantı ve dedikodu mekanıydı.
13:19

Dünyanın Sonu

Annem duygusuz bir sesle ağır ağır okurdu, olmadık yerlerde duraklar, virgülleri noktaları yutardı. Sözcükleri normal tonlamazdı, ya uzatır ya da kısa keserdi.
10:35

Şeytan Jose

Kara Quitéria birkaç çocuk doğurmuştu. Oğlanlar kaçmış, hapse düşmüş, tekrar kaçmışlardı. Köleliğin kaldırılmasından önce bile zaten yarı özgürdüler
12:14

José da Luz

Haylazlıklarımın önünü alıp bana bir çeki düzen verebilmek için birkaç yol denediler. Önce kurtadamlara başvurdular; onlar görünmez oldukları için pek gözüm korkmadı.
14:29

Okuma

Tezgâha tünemiş, kutuları ve paketleri açıyor, raflardaki ıvır zıvırı inceliyordum. İyi günündeki babam, parmağıyla tek tek malları işaret edip fiyatlarını söylüyordu.
10:27

Okul

Tembellik –sefaletin anahtarı– ve son sayfada karşıma çıkan diğer tatsız düşünceler tere batıp çözünerek parmaklarımda mürekkep lekeleri bıraktılar.
10:42

Dona Marıa

Şişman kadın beni çağırdı. Bir sandalyeye oturtup giysimi, saçımı, tırnaklarımı ve dişlerimi inceledi. Sonra beyaz kutusunu açıp bir sayfa çıkardı.
14:49

Macaubas Baronu

Kaba karton kapaklı, koyu renkli, kalın bir kitap. Minik harflerin kaynaştığı incecik sayfaları sayılamayacak kadar çok. Tıpkı bir salyangozun bıraktığı iz veya kurumuş sümük gibi parlayan bir kağıda basılmış kocaman resimler.
09:14

Büyükbabam

Annem hastalandı. Karnı ve ayakları kocaman oldu da bedeninin diğer kısımları ince kaldı. Çenesinin altında bir gerdan peydahlandı, alnındaki şişlikler belirginleşti.
14:01

Körlük

Çocukluğum boyunca yakamı bırakmayan göz hastalığı, Senyor José Galvão’nun çocukları rengârenk kalın kitapların içinde kaybolurken okuldan uzaklaşmama ve geri kalmama neden oldu.
12:36

Chıco Brabo

Geçici körlük günlerim boyunca beni en çok rahatsız eden, sağ taraftaki komşu Chico Brabo’nun konuşmasıydı. Branda yatağım bizi sokaktan ayıran duvara dayanmıştı, Sabiá ailesi çok yakındaydı.
10:00

Jose Leonardo

Cumartesileri pazarda görünürdü; kocaman bir şapka takar, karmakarışık heybeler, kamçılar, bavullarla yüklü bineğinin üstünde dimdik otururdu.
07:49

Gayrimeşru Ablam

Birkaç kez büyükbabamın çiftliğine gittik. Bu seyahatlerin en önemlisinde orada geçirdiğimiz üç ay içinde ailemiz, bir üyesini kaybetti ve bir yenisini kazandı.
13:52

Antonio Vale

Kasabada bir süre kaldık, doğrusunu söylemek gerekirse orada kıt kanaat geçinerek barınıyorduk. Bir süre bir yerlerde kalarak yollarına devam etmek için güç toplayan göçmenler gibi yaşıyorduk.
03:49

Taşınma

At sırtında uzun bir yolculuk, düzinelerce légua. Ben bir mindere oturtulmuş hâlde atın terkisindeydim.
05:35

Adelaide

Ramos ve Costa, çiftlik ürünleri, küçük eşya, hırdavat ve parfüm satan bir ticari ortaklıktı.
13:17

Yeni Bir Öğretmen

Beni melez kadının okulundan alarak melez adamın okuluna verdiler.
07:45

Gökbilimciler

Dokuz yaşıma geldiğimde hâlâ yarı okuryazardım ve kendimi birçok konuda komşularımız Mota Limalardan çok ama çok aşağıda görüyordum.
09:17

Samuel Smıles

Bu ismi antolojide birçok kez görmüştüm. Ancak kafa karıştırıcı metinlerin sonunda nasıl okunacağını bilemediğim bu isim belirdiğinde, bir öksürüğe tutulmayı âdet edinmiştim.
09:04

Fernando

Hatırladığım en tatsız şeylerden biriydi: Sert bakışlı, zayıf, karanlık görünüşlü bir adam.
09:00

Jeronımo Barreto

Aylardır çözemediğim bir sorunum vardı. Nasıl kitap edinebilirdim? Oduncu, kaçaklar ve kurtlarla hakkındaki hikâyenin sonunda küçük bir katalog vardı.
12:12

Venta-Romba

Babama vekil yargıçlık görevini teklif ettiler ve o da hiçbir tereddüde kapılmadan kabul etti. Hukuk hakkında en ufak bir bilgisi yoktu; yalan yanlış bir genel kültüre sahipti.
11:51

Marıo Venâncio

Bir tiyatro grubu kuruldu. Aslında bu işi João Caetano’nun himayesi altında yapmak istemişlerdi ama işletme sahibi Pedro Silva amatörlere Juazeiro’da hapishanenin önünde, harabe bir ev teklif etti.
12:01

Mutsuz Çocuk

Okulda zavallı bir çocuk vardı. İşe yaramazın biri olduğunu söylerlerdi. Kimse çocuğun kusurlarını açık seçik belirtmiyordu.
09:54

Laura

On bir yaşındayken büyük bir çöküntü yaşadım. Eşikten geçerken kapıya çarptım, müthiş bir acı hissettim. Kendimi yokladığımda göğsümde iki tümör olduğu fikrine kapıldım.
15:03

Sonsöz

Çocukluk, bir yazarın oluşumunu anlatır; çocuğun ilk anılarından başlayıp okuyan ve hatta ilk edebî yazılarını yazmakta olan bir ergenin anılarına uzanan bir süreçtir bu.
24:28