Üsküdar’dan Bağlarbaşı istikametinde Çamlıca’ya yol alınırken Tophanelioğlu’ndaki dört yol ağzından yaklaşık olarak bir yüz adım ileriye bakış atılırsa o geniş şosenin sonunda, etrafı bir buçuk arşın civarı yükseklikte, duvarla çevrilmiş bir ağaçlık görülür.

Odasında düşünür vaziyette bıraktığımız Bihruz Bey düşüne düşüne sonunda fikirlerini bir neticeye ulaştırmayı, tasarılarını bir karara bağlamayı başardı.

Bihruz Bey aşk görüşmesi için kendince kararlaştırdığı pazar günü, bir gün evvelkinden daha pek çok itinalarla tuvalet’ini yapıp hazırlandıktan, öğle yemeğini de yedikten sonra saat beşe gelmeden arabasına bindi, Tophanelioğlu yoluyla Çamlıca’ya giderken Millet Bahçesi’ne de sevgiyle bir bakış atarak bekleme yerine vardı.

Yalancı Keşfi Bey siyeh-çerdenin vefatının kara haberini vermekle aziz arkadaşı Bihruz Bey’i kulağından zehirleyip beyninden vuracağını bilmiş olsaydı o belli başlı yalanı, o sırma saçlı, ela gözlü, güneş yüzlü, nazlı, gönül aldatan parlak yalanı sarartıp soldurduktan sonra telleyip pullayıp da ortaya salıverir miydi?