Sırça Köşk

Tembel ve gittikleri hiçbir yerde barınamayan üç arkadaş, bir kente gelirler. Yolda gelirken içlerinden biri kendilerini rahat ettirecek bir yol bulur. Bu yol icabı geldikleri kentte dolaşıp, herkesin duyacağı şekilde ve şaşkın bir edayla "Bu ülkenin sırça köşkü nerede?" diye sorarlar. Sırça köşkün ne olduğunu halk merak eder. Üç tembel arkadaş, sırça köşksüz kent olamayacağına onları inandırıp bir sırça köşk yaparlar. Köşkü gittikçe büyütürler. Sırça köşkün ihtiyaçları giderek artar, oraya giren hazır yemeye alıştığından dolayı oradan ayrılmak istemez, dışarıda kalanlar da oraya girmeye çalışırlar... Sabahattin Ali'nin kısa öyküsü, 1947'de yayımlanan Sırça Köşk kitabına da adını vermiştir.
Tembel ve gittikleri hiçbir yerde barınamayan üç arkadaş, bir kente gelirler. Yolda gelirken içlerinden biri kendilerini rahat ettirecek bir yol bulur. Bu yol icabı geldikleri kentte dolaşıp, herkesin duyacağı şekilde ve şaşkın bir edayla "Bu ülkenin sırça köşkü nerede?" diye sorarlar. Sırça köşkün ne olduğunu halk merak eder. Üç tembel arkadaş, sırça köşksüz kent olamayacağına onları inandırıp bir sırça köşk yaparlar. Köşkü gittikçe büyütürler. Sırça köşkün ihtiyaçları giderek artar, oraya giren hazır yemeye alıştığından dolayı oradan ayrılmak istemez, dışarıda kalanlar da oraya girmeye çalışırlar... Sabahattin Ali'nin kısa öyküsü, 1947'de yayımlanan Sırça Köşk kitabına da adını vermiştir.